Buz gibi havada kaldırım üzerinde otobüs durağına doğru gidiyorum. Kuşlar doğan güneşi selamlarcasına ötüyorlar. Farklı yerlerden gelen kuş sesleri gönlümü ferahlattı, ama biri var ki yanımdaki ağaçta sanki senfoni çalıyor. Dikkatimi çekti.
Şakıyan kuşu görmek için durdum ve gözlerimi yapraksız ağacın dallarında gezdirdim.
Ne de güzel ötüyor! Sonunda onu ağacın dalının en uç kısmında gördüm. Ağacın rengiyle boyanmış olan kuş görüldüğünü anlayınca birdenbire şakımayı kesti.
Tombul ve gagası uzun bir kuş. Küçükte. Avucuma anca sığar. Fakat susması beni üzdü. Mübarek kuş beni fark edince şarkısını bana söylemekten kaçındı.
Hayat ne zaman bana güldü ki, bir kuş bile sesiyle beni neden memnun etsin ki? Kuşun benden esirgediği o güzel sesini geride bırakıp yoluma devam ettim. Ayağımın altındaki katılaşmış betona daha sert vurarak oradan buruk bir gönülle uzaklaştım.
https://enginkdemir.blogspot.com/2023/03/sen-de-mi-kus.html?m=1